ÖZET:
📺 Davacı, hazırladığı haber programlarının davalıya ait internet sitesinde izinsiz şekilde yayınlandığını ileri sürerek, bu paylaşımların haksız rekabet oluşturduğunu iddia etmiş ve erişimin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
📄 Ancak yargılama henüz dilekçelerin teatisi aşamasında olup, davacının ileri sürdüğü iddiaların haklılığını gösterecek yeterli düzeyde belge ya da bulgu sunulmadığı görülmüştür.
🔍 Mahkeme, bu aşamada hakimin kanaat oluşturabilmesi için tahkikat yapılması gerektiğine ve gerekiyorsa bilirkişi incelemesiyle durumun netleştirilmesinin zorunlu olduğuna hükmetmiştir.
⚖️ Sonuç olarak, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir.
📌 Bu karar, özellikle haksız rekabetle mücadelede koruma amaçlı başvurularda delil sunma yükümlülüğünün ciddiyetini bir kez daha hatırlatmaktadır.
İSTANBUL BAM
12. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2025/238
Karar : 2025/256
Tarih : 20.02.2025
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili; müvekkili şirket ve çalışanlarının sarf ettikleri emek ve mesaileri ile hazırladıkları habere ilişkin videoların müvekkili şirketin muvafakati hiçbir suretle bulunmaksızın, izinsiz şekilde ve haberin müvekkili şirket tarafından hazırlandığı belirtilmeksizin internet ortamında paylaşılması neticesinde başkasının ürününden yetkisiz yararlanma suretiyle ortaya çıkan haksız rekabetin tespiti ve men'i ile haksız rekabet teşkil eden benzer yayınların yapılmaması için internet sitesi bakımından erişimin engellenmesi yönünden, davalının müvekkili şirkete yönelik eylemlerin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve men'ine, benzer yayınların yapılmaması için internet sitesi bakımından erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan, yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu hallerde verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, buna göre somut olayda dava dilekçesinde iddia edilen eylemin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının talep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarında yaklaşık ispatın varlığı celp edilecek deliller ve tahkikat aşamasında yapılacak değerlendirmeye göre ortaya konulabileceği, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacının tedbir talebinin haklılığı hususunda HMK'da aranan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; haksız rekabete konu haberlerin müvekkili şirket tarafından hazırlanarak paylaşıldığını, davalının müvekkili şirketin logosunu haber videolarından çıkararak haberlerin kendileri tarafından yapılmış gibi okurlara sunduklarını, internet sitesi kayıtları ile linklerin yaklaşık ispat kavramını karşıladığını, kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesi istemine ilişkindir. TTK’nun 61/1 maddesi “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.” hükmünü haizdir. TTK’nun 61/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi hususunda hakime bir takdir yetkisi tanınmış ise de, anılan hükümde bu yetkinin HMK 389 vd. maddeleri hükümlerine uygun olarak kullanılması gerektiği de vurgulanmıştır. HMK'nın 389/1. maddesi ise , "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. "şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi, "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir. O halde yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca, tüm ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olması halinde, haksız rekabet oluşturan eylemlere yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Somut olayda; davacı tarafından,davacı tarafından hazırlanan haber proğramlarının davalıya ait sitede kullanıldığından bahisle haksız rekabet teşkil eden internet haber sitesi paylaşımına ilişkin erişimin engellenmesi yönünden ihtiyati tedbir talep edilmiştir. Dava henüz dilekçelerin teatisi aşamasında olup,davacıya ait proğramların haksız olarak kullanılıp kullanılmadığının tesbiti hususunda bir yargıya varabilmek için hakimin sunulanları inceleyerek bir kanaate varması mümkün değildir Bu husus bir tahkikat aşamasını , gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmektedir.Davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği hususları, toplanacak deliller kapsamında yapılacak yargılama sonucunda belirlenecektir.Davanın bulunduğu aşama itibariyle davacının iddiası yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanamadığından, somut olayda ihtiyati tedbir kararı koşullarının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararında isabetsizlik olmayıp ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 615,40-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 427,60-TL harcın mahsubu ile kalan 187,80-TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/02/2025