İşe İade - Feshin Haklı Olarak Yapıldığının İspat Yükü

ÖZET: İş hukukunda, feshin haklı olarak yapıldığını ispat yükü davalı işverene aittir Davalı taraf her ne kadar hırsızlık yapıldığı, mağaza müdürü olarak çalışan davacının, kardeşinin olayını alarm sistemini kapatmak ve güvenlik tarafından kardeşi mağazaya getirildiğinde şikayetçi olunmaması sureti dahil olduğunu savunmuş ise de; cevap dilekçe ekinde sadece fesih bildirimi ve ücret bordrolarını sunulduğu başkaca delil sunulmadığından fesih konusu yapılan davranışının her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı şekilde ispatlanamadığı anlaşılmakla mahkemece davacının işe iadesine ilişkin tespitlerin yerinde kararın dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.


GAZİANTEP BAM 9. HUKUK DAİRESİ

Esas    : 2022/704
Karar   : 2022/1465
Tarih     : 27.10.2022

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Piazza AVM'de 16.06.2014 tarihinden itibaren 02.11.2021 tarihinde 11.11.2021 tarihli fesih bildirim tebliği ile iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesini ve mali sonuçlarına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :

İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacının iş sözleşmesinin ahlak ve iyi niyete aykırı davranışlar sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini, davacının Şanlıurfa Piazza AVM Mağazası'nda "Mağaza Müdürü" olarak çalıştığını, 01.11.2021 tarihinde Mağaza'nın kamera kayıtlarının rutin incelemesinin yapıldığını, ve yine aynı gün sair mağaza çalışanlarının ifadelerinin alındığını, kamera kayıtları ve ifadelerde 25.10.2021 tarihinde, saat 19:00 dolaylarında, Davacı'nın "Mağaza Müdürü" olarak çalıştığı mağazanın deposuna (daha sonrasında davacının Kardeşi olduğu öğrenilen) sivil giyimli bir kişinin girdiği, bu kişinin evvela depo personellerine yardım ediyor gibi görünse de çevredeki kişilerin uzaklaştığı anda mağazaya ait 7-8 adet ürünü kucaklayarak acil çıkış kapısından çıkarak uzaklaştığı, acil çıkış kapısında yer alan alarm sisteminin hadisenin evvelinde davacı tarafından devre dışı bırakıldığı, bu nedenle sistemin hırsızlık anında uyarı vermediği, davacının kardeşi'nin hal ve hareketlerinden şüphelenen polislerin davacının kardeşini yakaladıkları, elinde koton markalı ürünler olduğu için Piazza AVM Mağazası'na getirdiklerini, mağaza'da bulunan çalışanların mağaza müdürü olan davacı'yı aradıkları, davacı'nın; "ürünleri alın. konuyu da lütfen kapatın. duyulmasın." şeklinde talimat verdiğini, bu nedenle şikayetçi olunmadığının tespit edildiğini, yerel mahkeme'nin bu açık olaylar silsilesi karşısında müvekkil Şirket tarafından davacı'nın iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği hususu göz ardı edilerek hüküm tesis edildiğini, Zira 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II/(e) bendinde; "İşçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması" halinde işverenin işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedilebileceği düzenlendiğini, kanunun lafzında yer alan bir davranış açıkça davacı ve kardeşi tarafından sergilendiğini, davacı, hırsızlık alarmı veren sistemi devre dışı bırakmak suretiyle adeta hırsızlık eyleminin yapılabilmesine olanak sağladığını, davacının olayın polis memurları tarafından tespit edilerek kardeşinin mağaza'ya getirildiği durumda da olayı örtbas etmek suretiyle gizlediğini, bu şekilde bir tutum sergileyen işçinin müvekkil Şirket bünyesinde barındırılabilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tüm bu nedenler doğrultusunda müvekkil Şirket tarafından yapılan değerlendirme neticesinde davacı'nın iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilmiş olduğundan, yapılan yargılamanın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu ifade etme mecburiyeti doğduğunu, açıklanan ve re'sen gözetilecek sair nedenlerle hukuka aykırı olan Yerel Mahkeme Kararı’nın istinaf incelemesi neticesinde "kaldırılması" ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.


GEREKÇE : 6100 sayılı H.M.K.'nun 353.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;

Dairemizce istinaf incelemesi HMK 355 ve HMK 357.maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılmıştır.

Somut olayda davacı iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Dosya kapsamında yer alan 02.11.2021 tarihli fesih bildirimi incelendiğinde; "01.11.2021 tarihinde Mağaza’nın kamera kayıtlarının rutin incelemesinin yapıldığı ve yine aynı gün sair mağaza çalışanlarının ifadelerinin alındığı, kamera kayıtları ve ifadelerde; 25.10.2021 tarihinde, saat 19:00 dolaylarında, davacının “Mağaza Müdürü” olarak çalıştığı mağazanın deposuna (daha sonrasında davacının Kardeşi olduğu öğrenilen) sivil giyimli bir kişinin girdiği, bu kişinin evvela depo personellerine yardım ediyor gibi görünse de çevredeki kişilerin uzaklaştığı anda mağazada ait 7-8 adet ürünü kucaklayarak acil çıkış kapısından çıkarak uzaklaştığı, acil çıkış kapısında yer alan alarm sisteminin hadisenin evvelinde davacı tarafından devre dışı bırakıldığı, bu nedenle sistemin hırsızlık anında uyarı vermediği, davacının Kardeşi’nin hal ve hareketlerinden şüphelenen Polisler’in Davacının Kardeşi’ni yakaladıkları, elinde Koton markalı ürünler olduğu için Davacının Kardeşini Piazza AVM Mağazası’na getirdikleri, mağazada bulunan çalışanların Mağaza Müdürü olan davacıyı aradıkları, davacının; “Ürünleri alın. Konuyu da lütfen kapatın. Duyulmasın.” şeklinde talimat verdiği, bu nedenle şikayetçi olunmadığını, olaylar silsilesi içinde Davacının, Kardeşi ile birlikte organize bir şekilde hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği, alarm sistemini devre dışı bıraktığı, kardeşinin Polisler tarafından yakalanması ve mağazaya getirilmesinin akabinde şikayetçi olunmaması yönünde mağaza çalışanlarına talimat verdiği ve olayı örtbas etmeye çalıştığı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II/(e) bendinde; “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” halinde işverenin işçisinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedebileceğinin düzenlendiğini, bu çerçevede müvekkili Şirket Yönetimi’nin yaptığı değerlendirme neticesinde Davacının iş sözleşmesi İş Kanunu’nun 25/II/(e) bendi hükümleri uyarınca haklı nedenle feshedildiği" yazılıdır. İlk derece mahkemesince fesih ihbarnamesinde, kamera kayıtları ile ifadelere göre, davacının, kardeşi ile birlikte organize bir şekilde hırsızlık eylemini gerçekleştirdiği, alarm sistemini devre dışı bıraktığı, kardeşinin yakalanmasından sonra şikayetçi olunmaması yönünde mağaza çalışanlarına talimat verdiği ve olayı örtbas ettiği belirtilmiş ise de davalı işverence yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı gibi, kamera kayıtları ve ifade tutanakları da ibraz edilmediği, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediği gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verildiği anlaşılmaktadır.


İş hukukunda, feshin haklı olarak yapıldığını ispat yükü davalı işverene aittir Davalı taraf her ne kadar hırsızlık yapıldığı, mağaza müdürü olarak çalışan davacının, kardeşinin olayını alarm sistemini kapatmak ve güvenlik tarafından kardeşi mağazaya getirildiğinde şikayetçi olunmaması sureti dahil olduğunu savunmuş ise de; cevap dilekçe ekinde sadece fesih bildirimi ve ücret bordrolarını sunulduğu başkaca delil sunulmadığından fesih konusu yapılan davranışının her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı şekilde ispatlanamadığı anlaşılmakla mahkemece davacının işe iadesine ilişkin tespitlerin yerinde kararın dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.

Vakıa ve hukuki değerlendirme ile gerekçede ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün istinaf itirazlarının reddi ile usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1. b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1- 6100 sayılı H.M.K.'nun 353.maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN reddine ;

2-İstinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

3-Kararın taraflara tebliği ile harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin İLK DERECE MAHKEMESİ tarafından yapılmasına,

27.10.2022 tarihinde yapılan müzakeresi sonucunda, 7036 Sayılı Kanunun 8. Ve 9. maddeleri gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.